12 Eylül 2018 Çarşamba

UÇSUZ BUCAKSIZ TOPRAKLARDA... TANZANYA ZANZİBAR İZLENİLERİM 3

Uzun Afrika seyahatimizin aslında dinlendirici olan bölümüne geçmenin heyecanı ile Zanzibar yolculuğumuza başlıyoruz. Zanzibar, 1503 - 1698 yılları arasında Portekiz hakimiyetinde kalmış, 1698 yılında Umman Sultanlığı denetimine geçmiş, 1861'de de sultanlık , Zanzibar ve Umman olarak ikiye bölünmüştür. Ada sultanlığı, 1890 - 1963 yılları arasında Birleşik Krallık tarafından yönetilerek yarı sömürgeleşmiştir. Adaya, 19 Aralık 1963 tarihinde bağımsızlık verilmiş ve sultan yönetiminde anayasal krallık haline gelmiş, 26 Nisan 1964 tarihinde ise ana karaya 40 km uzaklıkta ki ada, özerk bölge olarak Tanzanya'ya bağlanmıştır. Dış yönetimde Tanzanya’ya bağlı ancak adanın tamamının Müslüman olması sebebi ile iç yönetimde şeriat kanunları ile yönetilmektedir. Adanın ilk yerleşen halkı İranlı göçmenler ve adı da ‘zencilerin sahili’ anlamındaki Farsça "zangi bar"'dan gelmekte. Ada yaklaşık 950 bin kilometrekarelik yüzölçümüne sahip ve sahil şeridinin uzunluğu 1500 km. Baharat üretimi, özellikle karanfil, balıkçılık ve turizm Zanzibar ekonomisini oluşturmakta. Zanzibar’a gece saatlerinde ulaştık ve adanın kuzey doğusunda olan otelimize 1,5 saatlik bir otobüs yolculuğu ile nerede olduğumuzun, etrafta neler olduğunun farkına varmadan uyuyarak ulaştık. Doğruca odamıza gittik ve gün doğumu ile uyandık. Güneş denizin üstünden bütün ihtişamı ile, etrafında sarı, turuncu ve pembenin bütün tonlarıyla ve içimi aydınlatan, enerjisi ile doğdu. sabah erken kalkmaya alışkın olduğumdan yürüyüşe çıktım. Böylece nerede olduğumuzu da keşfedecektim. Otelimiz masif ahşap kaplamaları, tropikal ağaçları, kuş sesleri, mis kokulu çiçekleri ve düzenli yürüyüş yolları ile denize kadar bana eşlik etti. Bu bölge medcezirin yaşandığı bir bölge olduğundan deniz kıyıdan biraz uzaktaydı. Sabah yürüyüşüm, benim için ilk olan ve güzel bir deneyim oldu. Güzel bir kahvaltıyı hakketmiştim. Meyvelerin bolluğu burada daha belirginleşti ve ben de tercihimi tüm meyvelerin tadına bakmaktan yana kullandım. Tabiiki kahve, şimdiye kadar deneyimlediğim en güzel kahveleri içtim diyebilirim. Bugün dinlenme günümüz, deniz, kum, güneş, yemek. Çok dinlendirici bir günün ardından adadaki 2.günümüzde baharat bahçelerine gidiyoruz. Otelimiz ile arası yaklaşık 1 saat sürdü ve yolculuğumuz sırasında, ilk gece uçaktan indikten sonra karanlığın örttüğü tüm gerçekler apaydınlıktı. Son derece bakımsız toprak yollar, daracık, küçücük evler, dışarıda yaşayan insanlar, küçücük başları kapalı çocuklar, hijyenik olmayan koşullarda satılan yiyecekler… Hepimizin aklında değişik sorular, hikayeler, çıkarımlar… Okuma yazma oranının çok düşük olduğu, okulların eğitim vermediği, kölelik kültürü ile yetişimiş olan halkın en büyük geçim kaynağı baharat bahçelerinde işçilik yapmak. Rengarenk ve her türden bitkinin olduğu bir bahçedeyim. Yerel rehberimiz Hassan, bazen bir kök çıkarıyor, bazen bir dal uzatıyor, bazen bir çiçek koklatıyor, hemen hepsini de tattırıyor. Çiçekleri, ağaçları pek tanıdığım söylenemez ancak, iyi bir dinleyici olduğumdan mıdır, derslerimi iyi çalıştığımdan mıdır, ipuçlarını iyi değerlendirdiğimden midir bilmem, soruları doğru bildim ve liderimizden bir kahve kazandım. Son derece lezzetli olan bu turdan sonra şehir merkezine, Stonetown’a gidiyoruz. Yollar, yine aynı yollar, aynı içler acısı tablo. Ancak ne var ki, herkes halinden memnun, çünkü bilmiyorlar. Kendi yaşamlarından başka bir yaşamı tanımıyorlar, herkesi kendileri gibi sanıyorlar. Turistlerin gelmesi bile onların kendi iç dünyalarından uzaklaşmalarına yetmiyor. Stonetown, Zanzibar’ın kalbi. Ada ile ilgili her şey bu liman şehrinde başlamış. Adanın baharat yolu üzerinde olması, sömürgecilik, köle ticareti her şey. Şehirde tüm bu özelliklerin etkisi hakim ve eskinin kokusu sinmiş. Çok etkileyici idi. Yazarak anlatamayacağım duygularımın tercümesi, görmek ve orada olmak gerek. Son gecemiz, gün batımı, deniz, lezzetli bir yemek, dinlendirici bir uyku. Öğlen ayrıldığımız Zanzibar’dan, akşam saatlerinde Dar es Salaam’a 15 dakikalık bir uçak yolculuğu ile vardık. Darüsselam, Tanzanya’nın doğusunda, Hint Okyanusu'nun da doğu kıyısında bulunan, eski adıyla Mzizima, Tanzanya'nın en büyük kentidir. 2,5 milyon civarında tahmin edilen nüfusuyla aynı zamanda ülkenin en zengin şehri ve önemli bir ekonomik merkezdir. 1970'lerin ortasına kadar ülkenin başkenti olan Darüsselam, yeni başkent Dodoma olmasına rağmen hâlâ merkezî hükümet bürokrasisinin merkezi olmaya devam etmektedir. Uçaktan iner inmez büyük ekonomi şehrinde olduğunuzu anlıyorsunuz. Yol üzerinde bazı isimlerini tanıdığım büyük şirketlerin fabrikaları, trafik karmaşası, otoyol üzerinde su, şeker kamışı suyu, mısır ve patates gibi atıştırmalıklar, şarj aletleri ve diğer şeyleri satanlar, iş çıkışı saatinde olduğumuzdan servisler, koşuşturma içinde olan insanlar… Bizde 2 otobüs ile onların telaşına katıldık ve şehrin sokaklarında dolaştık. Gün batımı manzarası, buz gibi Serengeti arpa suyu, lezzetli bir akşam yemeği ve hoş sohbetler sonrasında birlikte dolu dolu geçirdiğimiz 8 günü tamamlamak ve bir seyahati sağlıkla tamamlamak üzere havaalanına geldik. Son notlarım: 1-Yolculuk etmek, yeni yerler görmek güzel olsa da, ülke genelinde yaşamın kolay olmaması, iklime uyum sağlamakta sıkıntılar yaşanması, bir takım hastalıkların gözlenme ihtimali olması, özellikle de yollar ve araçların konforu düşünüldüğünde bu yolculuğunuzu 50 yaşından önce ve çocuklarınız ile birlikte olacaksanız, onların da 10’lu yaşlarından sonra olmasını, 2-Sıtma proflaksisi ve diğer hastalıklar konusunda bilgi edinmenizi, 3-Yanınıza mutlaka sinek kovucu spreyler, kremler ve odada kullanacağınız ekipmanlardan almanızı, 4-Ülke genelinde temiz su olmaması nedeniyle, kapalı şişe sularını içmenizi, mutlaka pişmiş gıdaları ve kabuklu sebze, meyveleri tüketmenizi, 5- Safari seyahatinde araç içinde ve dışında toz miktarı fazla olduğundan, toz tutmayan kıyafetler, saçınız, ağzınızı, burnunuzu kapatabilecek ve tozdan koruyacak maske, şal, örtü gibi yardımcılar almanızı, 6-Mutlaka görmeniz, yaşamanız gereken bu uçsuz bucaksız toprakları ve güzel insanların ülkesini seyahat planınıza almanızı öneririm. Sevgilerimle DR. SABAHAT KARAKAŞLILAR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder