11 Şubat 2015 Çarşamba

KABIZLIK VE GAZ SANCISI

KABIZLIK VE GAZ SANCISI
Bugün sizlere sadece bebeklerin ve çocukların değil, tüm bireylerin zaman zaman karşılaştığı bir sorundan bahsetmek istiyorum.
Barsak alışkanlıkları tüm bireyler için önemli olan vücut fonfsiyonlarından biridir. Beslenme ve sindirim, ağızdan başlar ve barsaklarda sindirildikten sonra anal yolla posa olarak dışarı atılımla son bulur. Sindirimin herhangi bir yerinde meydana gelen aksaklıklar ile kabızlık meydana gelebilir.  
Kabızlık ve gaz sancısı, bebeklerde ve çocuklarda sık karşılaşılan bir sorundur. Büyüme döneminde bebeklerin karın içi organlarındaki büyümeden ve sinirsel gelişiminden kaynaklanan gaz sancısı, hepimizin bildiği diğer bir deyişle kolik ağrıları, kendini kabızlık olarak gösterebilir. Sadece anne sütü alan bir bebek aslında kabız olmaz, çünkü anne sütünün hazmı çok kolaydır. Sadece anne sütü alan bebekler her emdikten sonra kaka yapabildikleri gibi, 10 güne kadar kaka yapmadan durabilirler. 10 günlük bekleme sürecinde bebeğin herhangi bir yakınmasının olmaması gerekir. Eğer, karın şişkinliği, kusma, karın ağrısı gibi belirtiler varsa mutlaka hekime muayene olması gerekir. Eğer bebeğiniz anne sütü ile birlikte formül mama ile besleniyorsa, barsakların düzeni farklı proteinlere alışkın olmadığından uzun süre kaka yapmama durumunu daha fazla yaşayabilirsiniz.  Bu gibi durumlarda ve 10 günü geçen kaka yapmama durumlarında bebeğe müdahale edilebilir. En bilindik yöntem makat bölgesine uyarı vermektir. Bununla birlikte probiyotik damlalar da işe yarayabilir. Annenin beslenme alışkanlığına dikkat etmesi, gaz ve kabızlığının olmaması da bebeklerin kabızlığını önlemede etkili olabilir. Kabızlık genellikle ek gıdalara geçtikten sonra ve barsaklar kendi büyümesini tamamladıktan sonra düzelmeye başlar. Ailede, özellikle anne tarafından kalıtılan ailesel kabızlık varsa ileri çocukluk döneminde de kabızlık ve gaz sancıları devam edebilir. Bu durumlarda beslenme alışkanlıkları, bol sebze ve liften zengin beslenme, karbonhidrat alımının kısıtlanması ve bol su ile barsak düzeni dengelenmeye çalışılabilir.
 
DR. SABAHAT KARAKAŞLILAR

1 Şubat 2015 Pazar

Damak tadı ve yedirilmemesi gereken gıdalar

Damak tadı ve yedirilmemesi gereken gıdalar
Tanıdığım bütün anneler çocuklarının damak tadı olmasını istiyor ve bunu geliştirmek için türlü denemelerde bulunuyor ve bana danışıyorlar. Bazı besinler allerjik yapıda olduğundan, bazıları ise tehlike yarattığından belirli bir süre yemek yelpazesinde olmaması gerekiyor. İşte yedirilmemesi gereken gıdalardan bazıları; 

İnek sütü ve yumurta beyazı: Bu iki gıda 1 yaşından önce besin tablosunda yer almamalıdır. Allerjik reaksiyonlar, mide sindirim sorunları, ciltte atopik lezyonlar görülebilir. 

Çiğ ve sert sebzeler, yapışkan maddeler: Yeni çıkan dişler ile kontrolsüzce parçalanan gıdalar nefes borusunu tıkayabilir. 

Her türlü kuruyemiş: Kesinlikle 3 yaşına kadar çocuklarımızın eline verilmemelidir. İyice öğütülerek gıdaların içine karıştırılabilir. 

Bal: Botulismus toksini içerebileceğinden 1 yaşından önce verilmemelidir. 

Kafeinli gıdalar: Uyku bozukluklarına neden olabilir. Gün içinde de aşırı reaktif olabilir. 

Meyve suyu: Günde 150 ml fazla meyve suyu yüksek oranda şeker içermektedir. Çocukların tüm gün acıkmadan faaliyet göstermesine neden olabilir. 

Kabuklu deniz ürünleri ve civa içeriği yüksek olabilecek balıklar: Özellikle deniz ürünleri yüksek derecede allerjendir. Ailede allerji öyküsü varsa dikkat edilmelidir. Köpe balığı, kılıç balığı, uskumru yüksek oranda civa içerdiğinden yedirilmemelidir.  Barbunya, tekir, mezgit, sardalya, hamsi, lüfer ve somon içerdikleri civa oranı düşük olduğundan haftada 1 kez tüketilebilir. 

Hepimizin damak tadının gelişmesi ve değişmesi için zamana ihtiyacımız olduğunu unutmadan, yedirilmemesi gereken gıdalardan sakınarak güzel günler geçirmenizi dilerim. 

DR. SABAHAT KARAKAŞLILAR